Alaçatı;
Dar sokakları ve korunmuş mimarisiyle, rüzgarı, denizi ve güneşiyle, mavinin her tonunu bulabileceğiniz mavi bayraklı koyları ve güleç yüzlü insanlarıyla muhteşem coğrafyaya sahip kentin adıdır
Alaçatı!
Tüm bu korunmuş güzelliklerine ilaveten gelenek ve görenekleriyle dört mevsiminin de yaşanması gereken turizm cennetidir
Alaçatı.
Yakın tarihe kadar eski bir balıkçı kasabası olan, tarıma dayalı bir hayat süren beldemizde kısa zamanda çok önemli adımlar atılmıştır. Korumacı turizm kelimesini duyuran, dünyanın sayılı gazetelerinde görülmesi gereken yer olarak bahsedilen
Alaçatı, bugün turizmde bir dünya markası olma yolunda büyük adımlar atmıştır. Kültür ve sanatıyla adından söz ettiren, uzun soluklu projelere de sahip olmanın heyecanını yaşamaktadır.
Çeşme Yarımadası’nın kozmopolit yapısı, ot çeşitliliği ve butik anlayışta hizmet veren otel ve restoranlarıyla
Alaçatı, ülke turizmine farklı bir soluk getirdi.
Çeşme gastronomi turizminde ilçeler değil, iller ya da bölgeler ile yarışabilecek bir kapasiteye sahip. Bölgede yetişen ve sadece bölgeye ait birçok ot çeşidi var. Ege coğrafyasında bir ilçe olmasının etkisiyle de zeytinyağlı yiyecekler mutfağın baş tacı konumundadır. Balkan mutfağı ve göçmen olmayan kültürden gelen hamur işi ve etler de otlar ile harmanlanarak zengin bir mutfak oluşturmuş. Dolayısıyla balığıyla, etiyle, ot çeşitleriyle her damak tadına hitap eden geniş bir yelpazeye sahip zengin bir mutfağa sahiptir.
Doğanın cömertliği, her karış toprağını, suyunu, denizini, kumunu, dalında kuşunu, toprağında bitkisi korunmaktadır. Yörede yetişen bitkileri ve mutfaklardan çıkan yemekleri gelecek kuşaklara aktarabilmek, kayıt altına almak ve gelecek konuklarımıza sunmak amacıyla düzenlenen Alaçatı Ot Festivali Nisan ayının 2. haftasında yapılmaktadır. Türkiye’nin en büyük festivallerinden birisi konumuna ulaşan Alaçatı Ot Festivali her yıl yüz binlerce konuğu ağırlıyor.
Çeşme’nin dokuz bölgesi var ve bu dokuz bölgenin özelliklerini ön plana çıkararak dokuz ayrı festival yapılmaktadır. Festivaller ile Çeşme’yi dünyaya tanıtmak, kültürümüzü ve mutfağımızı herkese anlatmak amaçlanmaktadır.
Çeşme Kumrusu, Sakız Ağacı ve sakızlı tatlar, Ovacık Kavunu, Germiyan Ekmeği gibi
Çeşme’ye mâl olmuş, bize özel birçok değeri ve lezzeti de ilçeye gelenlere sunulmaktadır.
Alaçatı’nın simgesi haline gelen ve 1850’li yıllardan kalma taş yel değirmenleri, yörenin en eski yapılarından. Merkezin tepe noktalarından birinde yan yana yükselen dört taş değirmeni, yemyeşil çevresi ve önündeki çay bahçesi ile geçmişe dair hikayelerini anlatmak için eraklılarını bekliyor şimdilerde...
Alaçatı’ya özgü bir nostalji ve maneviyat katan eski değirmenlerin tam karşısında, tüm Türkiye’ye enerji sağlayan yeni rüzgar gülleri göze çarpıyor. Elektrik üretiminde kullanılan onlarca rüzgar tribünü gökyüzüne süzülürken,
Alaçatı’ya gelenlere ve gidenlere adeta el sallıyor.